olagan-supheliler-zula

Olağan Şüpheliler

Ganimetlerimi zulalamak için gittiğimde bir de ne göreyim, yıllarca üstüne titrediğim zulamın yerinde yeller esiyordu ! Uzun bir şoka uğradıktan sonra güçlükle toparlandım, nihayet sormam gereken soruyu sordum : bunu kim yapmış olabilirdi ve bunu yapan her kimse zulamın yerini nasıl öğrenmişti ?

Bir anda kafama dank etti, zulamın yerini ancak bu blog’u takip eden birisi, yazılarıma yerleştirdiğim akrostişleri çözerek bulmuş olabilirdi ! Yazdıklarımın okunduğuna mı sevinsem, zulamın patladığına mı üzülsem bilemedim.

Olağan şüpheliler bir bir aklımdan geçiyordu. Bunu yapan kronik bir mutsuz olabilir miydi ? Geçen haftaki yazımı okuyan bir mutsuz, tamamen şifa niyetine, mutluluk formülümü ele geçirmek istemiş olabilirdi. Çok akla yatkındı, hele bunca mutsuzluk varken, hem de mutluluk ekmek, su kadar herkesin hakkıyken…

Durun bir dakika ! Sakın daha önceleri yine bu blogda hakkında atıp tuttuğum Issız Adam gelip tüm plaklarımı -sanki dinleyecekmiş gibi- o meşhur gevrek sırıtmasıyla zimmetine geçirmiş olmasın ?

Ya Fedon… tabii ki ya, neden olmasın ? Belki Fedon, yine ortadan kaybolacaktı ve yanına bolca plak, kitap almadan bunu yapamıyordu ? Hadi burasını anladım da, hala atmaya kıyamadığım delik PTT jetonlarımdan ne istiyordu ? Gideceği yerde jetonla çalışan bir ankesörlü telefon vardı da sınırsız konuşmak için hile mi yapacaktı ? Gittiğin yerden beni de ara meraklandırma Fedon Abi…
deli-abdal-hikaye-blog-zula

‘bi kapa aç düzelir’ tavsiyemi büyük umutlarla dinleyerek kapattığı bilgisayarı tekrar açılmayan bir kullanıcı -sözüm meclisten dışarı- intikamını benim zulamdan alarak derin bir haz mı duymuştu yoksa ?

Aynadaki suretine, ‘kimsin sen ?’ sorusunu soran kahramanımın yolculuğu , cevabı bulabilmek ümidiyle zulamda mı sonlanmıştı ? Böyle olduysa şayet, zulamdan çok kahramanıma üzülürdüm, çünkü bu soruya cevap ne yazık ki benim zulamda da yoktu.

Şüphelenmediğim tek kişi, ilk göz ağrım Bob Ross’tu, namıdiğer TRT2’deki ressam amca. “belki de burada, şu küçük kış kulübesinde, mütevazı bir zula vardır..işte buldum !” diyerek illegalize olmadıysa tabii !

 

deli-abdal-hikaye-blog-zula

Olağan şüphelilerim işte bu sözünü ettiklerimdi, peki ya olağan olmayanlar ? Gezegenindeki çiçeğine bu dünyadan bir şeyler götürmek isteyen Küçük Prens bile olabilirdi. Gerçi bu dünyadaki sınırlı zamanını benim yazılarımı okuyarak geçirmediğinden neredeyse emindim.

Eylemi henüz kimseler üstlenmemişti, bense adeta bir çıkmaz sokakta son sürat volta atmaktaydım. Bu şekilde bir yere ulaşamayacağım kesindi, bir ipucu olmalıydı.

Her şeyi kabullenerek olay mahalini yaşlı gözlerle terk etmek üzereyken, zulamdan geriye kalan üç beş parçadan biri olan, kart postallarımı koyduğum küçük ama derin kutunun kenarına iliştirilmiş bir not gözüme çarptı :

“Yazılarını okuyanları boş yere suçlama şaşkın. Bu şehrin zulaları benden sorulur ! Merak etme her şeyini adil dağıttım, bir sana bir de bana.” -Baba Zula

 

kentsel-dönüşüm-sirin-baba

Sadece On Sene

ceket Ceket konak

Ceket

neredesin sen

Neredesin sen ?

Site Footer

Sliding Sidebar